- karışmak
- karışmak; kamaşmak; karşılanmak; karşı koymak I, 367; I I, 95, 97, 98; II I, 11
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
karışmak — e 1) İki veya ikiden çok şey bir araya gelip birbirinin içinde dağılmak, birbirinin içine girmek Araba sallana sallana içim bağrım birbirine karıştı. H. R. Gürpınar 2) Düzensiz, dağınık olmak Yanıma her tarafı titreyerek sapsarı, sakal bıyığa… … Çağatay Osmanlı Sözlük
it izi, at izine karışmak — at izi it izine karışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çoluk çocuğa karışmak — evlenip çocukları dünyaya gelmek İsa Bey, burada zengin bir eşraf kızıyla evlenerek çoluk çocuğa karıştığı için 24 Meşrutiyeti nde İstanbul a dönmemiştir. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırklara karışmak — bir kimse artık ortalarda görünmez olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
maziye karışmak — geçmişte kalmak, yürürlükten ve işlerlikten çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ödü bokuna karışmak — kaba çok korkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
topal eşekle kervana katılmak (veya karışmak) — tkz. yetkisi ve yeteneği olmadığı hâlde önemli bir işe katılmaya yeltenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kayıplara karışmak — (bir kimse) bulunduğu yerden ayrılıp gitmek, gittiği yeri bildirmemek, görünmez olmak Şu yeşil bu mor derken bizim futbol sevgisi gene kayıplara karıştı. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortalık karışmak — toplumda veya devletler arasında düzensizlik baş göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tarihe karışmak — unutularak yalnız adı kalmak Bir yaş gelir ki ondan sonra ehemmiyet verdiğiniz şeyler tarihe karışmış yani hayattan çıkmıştır. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük